Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

MEYVELER VE YARARLARI

MEYVELER VE YARARLARI Hangi meyve neye iyi gelir?  Hangi hastalık için nelerin karışımları önerilir?  İşte cevapları: Jay Kordich adlı Amerikalı, 1948 yılında mesane kanserine yakalandı... Hastalığın geldiği aşamayı gören doktorların " İyileşmesi mucize olur" dediği Kordich, taze meyve - sebze suyu terapisini kullanarak hastalığını yendi. Ve reçetelerini " Meyve ve Sebzelerin Gizli Güçleri " adlı kitapta topladı.  İşte bazılarının mucizevi yararları: İncir : Bağırsakları çalıştırır, enerji verir. Cinsel güce yardımcıdır.  Elma : Böbreklerin temizlenmesine, sindirim rahatsızlıklarının kontrol edilmesine yardım eder.  Kayısı : Kan yapıcıdır. Güzel bir cilt ve saça olumlu etkisi vardır. Kanserin önlenmesinde yardım eden iyi bir karotenoid kaynağıdır.  Muz : Kalbe ve kas sistemine yararlıdır. Yorgunluğa ve ishale birebirdir.  Vişne : Mineral ve vitamin deposudur. Koyu renkli vişneler, açık renklilere oranla daha fazla mineral içerir.  Greyfurt : Sin...

ALKOL BAĞIMLILIĞI

ALKOL BAĞIMLILIĞI Son yıllarda hızlı bir artış görülen alkol tüketimi giderek bir sosyal sorun olma özelliği kazanmaktadır. Alkol ,insanlarda fiziksel ve psikolojik bağımlılık yapar. Bu nedenle bir defa denemek için de olsa kesinlikle alkollü içkiler kullanılmamalı. a) ALKOL ve ETKİLERİ Oldukça fazla çeşitlilik gösteren alkollü içeceklerin dünyada yaklaşık 800 çeşidi bulunmaktadır. Alkol sadece içki olarak kullanılmaz. Alkol, tıpta dezenfeksiyon amaçlı ve donmayı önleyici özelliğinden dolayı araçlarda kullanılan antifriz yapımda da kullanılır. Tıpta ve sanayide kullanılan alkol zehirli olduğundan içilemez. İnsanların içki olarak kullandığı alkol, etil alkoldür. Etil alkol buğday, arpa, üzümdeki karbonhidratlara mayaların etkisi ile oluşur. Odun ve şeker pancarından ise metil alkol veya ispirto elde edilir. Oldukça tehlikeli olmasına rağmen metil alkol veya ispirtoyu da içen vardır. Metil alkol veya ispirtonun içilmesi sonucunda kısa sürede körlük meydana gelir. Metil alkol veya ...

PROTEİNLER

PROTEİNLER Karbonhidratlardan ve yağlardan farklı olarak C, H, O’ nun yanında N ve bazen de S bulundurur. Esas görevi yapı maddesi olmaktır. Yapıtaşları amino asitlerdir. Yüksek sıcaklık proteinlerin yapısını bozar. Her canlının protein yapısı kendine özgüdür. Proteinler hücre içi ve hücre dışında önemli yapı maddeleridir. Bağ doku kollogen lifleri, kıl ve derideki keratin ( Saç ve Tırnaklarımız) önemli hücre dışı proteinleridir. Örneğin: Lipoprotein zar yapısı, Nükleoprotein kromozom yapısı. Kasların kasılmasında görev alan aktin miyozin iplikler protein molekülünden oluşmuştur. Bir moleküle bağlanıp onu diğer moleküle taşırlar. Örneğin : Hücre içinde sitoplazma ile çekirdek arasında bazı maddeleri taşırlar. Biyokimyasal reaksiyonlardaki biyolojik katalizörler yani Enzimlerin hepsi protein moleküllerinden meydana gelmişlerdir. Proteinler taşıyıcı moleküllerdir. Yüksek enerjili elektronu taşıyan sitokromlar, oksijeni taşıyan hemoglobin protein  moleküllerinden meydana gelmişlerdir....

AİDS

AİDS      Hastalığın ortaya çıkmasında dünya bilim topluluğunun ocak 1983’te hastalığa yol açan LAV virüsünün (sonradan bu virüsün adı HİV olarak değiştirildi) bulunduğunu onaylamasına kadar dört yıl geçmiştir. İlk AİDS vakalarının ortaya çıkmasından yirmi yıl sonra, tıbbın salgın karşısındaki tavrı, hastayı ön plana alan köklü bir değişim geçirmiştir. Bugün mucize bir ilacın hâlâ bulunmamış olması, hastalığın yayılmasını engelleme çabalarının koruyucu önlemlerde yoğunlaşmasına neden olmaktadır.      İlk AİDS vakaları 1979’da ABD’de Kaliforniya’da ve New York’ta kaydedildi: hastalar hep eşcinseller ve gençlerdi. Bu ilk gözlem, hastalığın toplumsal algılanması üzerinde çok tehlikeli ve ağır bir etki yarattı. Ama çok geçmeden hastalık eşcinsel olmayanlarda da bulundu, ama bu defa da eroinmanlar, hemofili hastaları ve kan nakli yapılanlar çoğunluktaydı. Derken Haiti’de, sonra Afrika’nın ekvator yörelerinde de hastalığa rastlanıldı.      1981’de ...

HÜCRE ve HÜCRENİN KISIMLARI

HÜCRE ve HÜCRENİN KISIMLARI  Canlıların canlılık özelliğini gösteren en küçük yapı birimine hücre denir. Tüm canlılar hücrelerden yapılmıştır. Hücreler gözle görülmez, ancak mikroskopla incelenir. Bazı canlılar bir hücrelidir. Bakteriler, amip, terliksi hayvan, öglena örneklerdendir. Bazı canlılar ise çok hücrelidir. İnsan, ağaç, kuşlar örneklerdendir. Çok hücrelilerde “Hücre🡪 Doku🡪 Organ🡪 Sistem🡪 Organizma” sırası vardır. HÜCRENİN KISIMLARI 1) Hücre Zarı 2) Sitoplazma 3) Çekirdek HÜCRE ZARI Canlı, ince, saydam, seçici, geçirgen bir zardır.  Yapısı: Protein molekülleri ve yağ moleküllerinden yapılıdır. Görevleri: 1) Hücreyi dıştan sararak sitoplazmanın dağılmamasını sağlar. 2) Üzerindeki korlar sayesinde madde alış-verişini gerçekleştirir. 3) Hücreye belirli şekil verir.  HÜCRE DUVARI Bitki hücrelerinde bulunur. Tam geçirgen, esnek, ölü ve selülozdan yapılıdır. SİTOPLAZMA Hücre zarı ile çekirdek arasını dolduran kollaid(Suda çözünmeyen zarlardan geçemeyen) bir sıvıdır...

DNA (Deoksiribonükleik asit)

 DNA Deoksiribonükleik asit ya da kısaca DNA, tüm hücreli canlıların ve bazı virüslerin biyolojik gelişimleri için gerekli genetik bilgiyi taşıyan bir çeşit nükleik asittir. DNA, canlının özelliklerinin soydan soya geçmesini sağladığı için bazen kalıtım molekülü olarak da adlandırılır. Bakterilerde ve diğer basit hücreli canlılarda DNA hücrenin içinde dağınık biçimde bulunur. Hayvanları ve bitkileri oluşturan daha karmaşık hücrelerde ise DNA'nın çoğu hücre çekirdeğindeki kromozomlarda bulunur. Enerji üreten kloroplast ve mitokondri organellerinde ve pek çok virüste de bir miktar DNA bulunur. Moleküler yapı  Bazen "kalıtım molekülü" olarak adlandırılsa da, DNA aslında tek bir molekül değil, bir çift moleküldür. Bu çift molekül, bir sarmaşığın dalları gibi birbiri çevresinde dönerek bir sarmal oluştururlar. Sarmaşık dalına benzer her molekül, bir DNA "ipliği"dir. Bu iplikler birbirlerine kimyasal olarak bağlanmış nükleotidlerden oluşur. Nükleotidler ise bir şeker,...

HİV VİRÜSÜ

HİV VİRÜSÜ HIV, AIDS'e yol açan virüstür. HIV, İngilizce Human Immunodeficiency Virus (Bağışıklık Sisteminin Çökmesine Neden Olan Virüs) kelimelerinin kısaltmasıdır. Kanında HIV virüsü bulunmayan kişilere "HIV negatif" denir. Bu kişiler aynı zamanda Anti-HIV testi (ELISA testi negatif) kişilerdir. Kanında HIV virüsü bulunan kişilere "HIV pozitif" veya "HIV enfeksiyonlu" denir. Bu kişiler aynı zamanda kanında antikor bulunan seropozitif (Anti-HIV testi=ELISA testi pozitif) kişilerdir. HIV virüsü, bağışıklık sistemine zarar vererek hastalığa neden olur. Vücudu mikroplardan korur bağışıklık sistemi çalışmadığında, mikroplar daha kolay hastalığa neden olabilir. Ancak, AIDS hastası hastaymış gibi görünmeyebilir veya etkilenen kişi kendini hasta hissetmeyebilir, HIV virüsü taşıdığını bile bilmeyebilir. HIV Virüsü Nasıl Bulaşır? HIV virüsü iki temel yolla bulaşır. Seks HIV vücuda HIV virüsü taşıyan birisinin kanı, spermi veya vajinal akıntıları ve diğer vücut...

Eğrelti otu

Eğrelti otu (Farn / Farnkraut / Fougére / Fern Nepkrodium filixmas / Dryopteris filis mas / Fougere male / Filicis rhizoma) Bu sinifta bulunan 170 cins, 9000 tür bitki yaklasik olarak dünyanin her tarafina yayilmistir.  Türlerinin çogunlugu tropik bölgelerde yetismektedir. Egreltiotlarinin birkaç santimetre büyüklükte olanlardan, agaç sekline kadar çesitleri vardir. Bugün yasayanlarin çogunlugu, çok yillik otsu bitkilerdir. Bunlarin topragin yüzeyine yakin, ona paralel büyüyen sürünücü veya yukari yönelen kökçükleri vardir. Hemen bütün egreltiotlarinda, yapraklar tomurcuktayken içe dogru kivrilmistir. Kartal egreltisi, Venüs saçi, erkek egreltiotu, geyik dili, kaya egreltisi memleketimizde bulunan egrelti çesitleridir. Bu egrelti çesitlerinden erkek egreltiotu tipta kullanilir.  Erkek Egrelti otu (Dryopteris filixmas):  Mutedil bölgelerin rutubetli yerlerinde, orman altlarinda, kayalar arasinda yetisen 50-70 cm boylarinda, çok senelik, otsu zehirli bir bitkidir. Toprak al...

BAKTERİ HÜCRESİNİN YAPISI

    BAKTERİLER Bakteriler monera aleminde yer alan prokaryot (çekirdeksiz) canlılardır. Yeryüzünün hemen hemen tamamına yayılmışlardır. Toprağın 4-5 metre derinliğinden, atmosfere kadar yeryüzünün değişik katmanlarında canlı ve cansız organizmalarda bakteri yada sporları bulunur. BAKTERİ HÜCRESİNİN YAPISI Prokaryot olduklarından zarla çevrili çekirdek, mitokondri, kloroplast, endoplazmik retikulum, golgi gibi organelleri yoktur. Ribozom bütün bakterilerin temel organelidir. DNA, RNA , canlı hücre zarı ve sitoplazma yine bütün bakterilerin temel yapısını oluşturur. Bunlara ek olarak bütün bakterilerde hücre, cansız bir çeperle (murein) sarılıdır. Çeperin yapısı, bitki hücrelerinin çeperinden farklıdır. Selüloz ihtiva etmez. Bazı bakterilerde hücre çeperinin dışında kapsül bulunur. Kapsül bakterinin dirençliliğini ve hastalık yapabilme ( patojen olma) özelliğini artırır.  Bazı bakteriler kamçılarıyla aktif hareket edebilirken, bazıları kamçıları olmadığı için an...