Ana içeriğe atla

Enfeksiyon Hastalıkları Nelerdir?

Hangi Yollarla Bulaşırlar? 

Günlük yaşam içerisinde çeşitli nedenlerden dolayı hasta olunduğu zaman, genellikle enfeksiyon kavramı kullanılmaktadır. Enfeksiyon hastalıkları, tıp literatüründe parazitlerin ya da mikropların insanların vücutlarına girmesiyle oluşan hastalıkların genel adına verilen isim olmakla birlikte bu tür hastalıklar farklı isimlerle de kullanılabilmektedir. Bu isimler ise, enfeksiyöz, bulaşım, infeksiyon ve de intaniye gibi değişik isimlerle anılmaktadır. 

Farklı isimlerle de anılan enfeksiyon hastalıklarına neden olan mikrop ya da parazitler, insan vücuduna birçok farklı yollardan girebilmektedir. Enfeksiyon hastalıkları, özellik bakımından bulaşıcı özellikler gösterebilir ve hastalığın yayılması kişiden kişiye göre değişebilmektedir. 

Buna ise, kişinin hastalıklara karşı direnç özelliği oldukça önemli bir rol oynar. Bu tür hastalıklara, mikro düzeydeki varlıklar neden olur ve de bu türden bazı hastalıklar çok ciddi sağlık sorunlarına da yol açabilmektedir. 

Bu nedenle, enfeksiyon hastalıkları ciddiye alınmalıdır. Virüs, rikesia, mantar ya da bakteri gibi türler vücut içerisine girerler ve enfeksiyon hastalıklarının oluşmasına neden olurlar. Önlem alınmazsa, bu hastalıklar gelişebilmektedir. Enfeksiyon hastalıklarının diğer bir adı bulaşıcı hastalıklardır. 

Bulaşıcı hastalıklar, adından da anlaşılabileceği gibi insanlara farklı yollardan bulaşmakta ve kişiyi hasta edebilmektedir. Bu bulaşma, insandan insana olduğu gibi hayvanlardan da bulaşabilmektedir. Toplumda pek bilinmemesine rağmen insanlara hastalık topraktan da geçebilmektedir. Bu durum, toplum arasında bilinmemekle birlikte bu konuda herhangi bir bilinç de yoktur. 

Fakat, topraktan insana hastalık bulaşma riski oldukça azdır. Hastalığın kişiye bulaşmasında genelde belli başlı noktalar bulunur. Bunlardan en yaygını ise, ağızdan çıkan damlacıkların ortamdaki kişiler tarafından solunmasıdır. Bu durum, hastalık bulaşmasında en yaygın bir şekilde görülen durumdur. 

Bunun dışında konuşmak, aksırmak, hapşırmak ya da öksürmek gibi durumlarda da hastalığa neden olan mikro canlılar, ortamda bulunan insanlara bulaşabilmektedir. Öyle ki, deri teması yoluyla dahi kişiye hastalık bulaşabilmektedir. 

Deri yoluyla bulaşma riski taşıyan hastalıklarda bu tür hastaların eşyalarının sterilize edilmesi gereklidir. Öyle ki, bazı enfeksiyon hastalıklarında kişinin kullanmış olduğu yatak eşyaları ve kıyafetlerinden bile kişilere hastalık bulaşabilmektedir. 

Hastalığı deri yoluyla bulaşma riski olan hastalar, çevresine hastalık bulaştırmamak için hekimine danışmalı ve de bu doğrultuda oldukça dikkatli davranmalıdır. Öyle ki, yaşanılan toplum kalabalıktır ve de hastalık bulaşma riski çok fazladır. Bunun dışında, kişiler arasında olan yiyecek ya da içecek paylaşımı da, bu tür hastalıkların kişiye bulaşmasına neden olan diğer durumlardır. 

Bulaşıcı hastalıkların kişilere bulaşması genelde bu şekildedir. Fakat, bazı bulaşıcı hastalıkların tarihsel süreçte önüne geçilememiş ve gerçekleştiği dönemde yüz binlerce insanın ölümüne sebep olmuştur. Buna en iyi verilebilecek örnek ise, sıtma hastalığıdır. Bu hastalık, hayvanlardan insanlara geçmektedir. 

Tarihte çok ölümcül sıtma vakaları oluşmuş ve uzun yıllar çözüm bulunamadığı için yüz binlerce insanın hayatını kaybetmesine neden olmuştur. Bu hastalığa neden olan mikrobu, Anofel adı verilen bir sivrisinek türü insanlara bulaştırmaktadır. 

Öyle ki, bakıldığında dünyada insan ölümüne en çok sebebiyet veren hayvan türü, sivrisineklerdir. Bu durum, uzun süren araştırmalar ve de istatistiksel veriler ışığında kanıtlanmıştır. Bunun dışında enfeksiyon hastalıklarına sebep olabilen durumlar arasında, temiz olmayan yiyecek ve de içecek kaynakları bulunur. 

Bu tür hastalıklara en iyi örnekler ise, tifo, kolera ve de dizanteri gibi çok tehlikeli hastalıklardır. Sonucu ölümcül olan enfeksiyon hastalıklarına karşı, bilinçli olmak sağlık açısından oldukça önemlidir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kızartılmış Sarımsak Şifa Deposu

  Soğan sarımsak ve pırasa birçok yemekte kullanılıyor. Özellikle soğanlar içerdikleri antioksidanlar nedeniyle hem sinir sistemini hem de bağışıklık sistemini güçlendiriyorlar. Yüzlerce yıldır soğan ve sarımsak alternatif tıp yöntemi olarak kullanılıyor. Günde 6 diş közlenmiş veya kızartılmış sarımsak yemeniz halinde 24 saat içinde vücudunuzda bu değişikler meydana geliyormuş… Mutlaka günde 6 adet tüketin 2-4 saat: Vücudunuz sarımsağı sindirmeye başlıyor. Vücudunuzun sindirdiği besinler kanserli hücrelerle savaşmaya başlıyor. 4-6 saat: Metabolizmanız hızlanıyor. Depolanan yağlar yanmaya ve vücudunuzdaki fazlalık sıvılar atılmaya başlıyor. 6-7 saat: Sarımsağın antibakteriyel özelliği vücuda yayılıyor ve kan dolaşımınız düzenleniyor. Sarımsak bakterilerle savaşmaya başlıyor. 6-10 saat: Sarımsaktaki besinler hücresel seviyede vücudu savunup oksidasyondan vücudu koruyor. 10-24 saat: Sarımsak aşağıdakileri gerçekleştiriyor… Kolesterolü düzenliyor, damarları temizliyor ve kalp sorunları...

Hipertansiyon (Yüksek Tansiyon) Tedavisi İçin Doğal Yöntemler

  Hipertansiyon (Yüksek Tansiyon) Tedavisi İçin Doğal Yöntemler İçindekiler Hipertansiyon nedir? Hipertansiyon Neden Oluşur? Belirtileri Nelerdir? Neler Yapılabilir İşte Adım Adım Cevabı! Tavsiye Listesi Hipertansiyon nedir? Hipertansiyon, kanın damar duvarına uyguladığı basıncın normalden yüksek olduğu kronik bir durumdur. Kalbin pompaladığı kanın, damarların direnciyle karşılaşması sonucu oluşan bu basıncın sürekli yüksek kalması, zamanla kalp ve damar sistemi başta olmak üzere birçok organ ve sistem üzerinde ciddi zararlara yol açabilir. Genellikle "sessiz katil" olarak adlandırılan hipertansiyon, uzun süre belirti göstermeden ilerleyebilir ve bu durum, tedaviye geç kalınmasına neden olabilir. Hipertansiyonun Vücutta İlişkili Olduğu Sistemler Kardiyovasküler Sistem: Yüksek kan basıncı, damar duvarlarına zarar vererek damar sertliği (ateroskleroz) gelişimine yol açabilir. Bu durum, koroner arter hastalığı, kalp krizi ve felç riskini ciddi şekilde artırır. Ayrıca, kalbin sür...

Safran (Crocus sativus)

  Safran (Crocus sativus), süsengiller (Iridaceae) familyasından, sonbaharda çiçek açan, 20–30 cm boyunda, çiğdem (Crocus) cinsinden soğanlı bir kültür bitkisi ve bu bitkiden elde edilen baharat. Bitkinin yaprakları şeritimsi, mor çiçekleri üç tepeciklidir.  Çiçeği ve tepecikleri bitkiye bağlayan yaprak sapı da dâhil olmak üzere erkek organları kurutularak özellikle gıda boyası ve tat verici olarak kullanılan safran bitkisi daha çok İspanya, Fransa, İtalya ve İran'da yetiştirilir.  Türkiye’de ise safran Safranbolu’da üretilmektedir. Ağırlığına göre dünyanın en pahalı baharatı, (bir gramı 5 ile 6 € arası), olan safranın anavatanı Güneybatı Asya’dır.  Yetiştiriciliğine ilk olarak Yunanistan civarında başlanmıştır. Yarım kilogram safran 80.000 çiçekten çıkarılabilir. Kendi ağırlığının 100.000 katı suyu sarı renge boyar.