Ana içeriğe atla

Ağrı ve Ateş Kesici Bir İlaç-Aspirin

 

Ağrı ve Ateş Kesici Bir İlaç-Aspirin

Herkesin tanıdığı aspirinin kimya adı asetil şahsilik asit’tir. Suda eriyen, kristal,beyaz bir tozdur. Ateşli hastalıklarda ateşi düşürmek ve çeşitli hastalıklarda ağrıları gidermek için kullanılır. Bu amaçla romatizma denilen hastalıklarda günde 6-8 gr. kadar verilmektedir.

Aspirinin eskiden beri mide kanaması yaptığı ve kanamaya eğilimi artırdığı bilinir. Son zamanlarda trom-bositlerin bir araya kümelenmesini (agre-gasyon) önlediği saptanmıştır.

Aspirin bu yan etkisi nedeniyle bugün kalp hastalarına bile pıhtılaşmayı önlemesi amacıyla verilmektedir.

Aspirinin mideyi tahriş edici etkisinden korunmak için tamponlu veya karbonatlı aspirinler kullanmalı ve süt ile beraber tok karnına alınmalıdır.

Ense ağrıları meydana gelir. 

Astigmatizmayı düzeltmek için odak çizgilerinden birinin yerini değiştirmeden diğerini aynı düzleme getirecek silendrik mercekler kullanılır. 

Miyop veya hipermetrop olan kimseler aynı zamanda astigmat da olabilirler. Gözlerinden şikâyeti olanların, doktorun yazdığı reçetedeki miyopi, hiper-metropi ve astigmat derecelerine göre yapılan silendrik

mercekli, ıraksak veya yakınsak gözlüğü kullanmaları, rastgeie gözlük almamaları gerekir.

Çoğu kişi aspirini basit bir ağrıkesici olarak bilir. Aspirin, 100 yıldan fazladır her evin eczadolabında bulunan bir ilaçtır. 

Daha yakın bir dönemde, bu basit ilacın kardiyovasküler

hastalıkların tedavisinde güçlü bir araç olduğu kanıtlanmıştır.

Aspirinin kandaki pıhtılaşmayı önleyici bir etkisi vardır. Bir kan damarı hasar gördüğünde, damar duvarında bir pıhtı oluşana kadar hasar görmüş alanın çevresinde giderek daha çok trombosit kümelenir. Aspirin, trombositlerin birbirlerine yapışma kabiliyetini düşürerek

trombositlerin pıhtı oluşturma etkisini ortadan kaldırır ve aynı zamanda ateroskleroz nedeniyle bir plakta oluşan iltihaplanmaya karşı da savaşabilir.

Koroner arter hastalığınız varsa fakat bir kalp krizi geçirmemişseniz, düzenli olarak aspirin kullanmak toplam kalp krizi ya da felç riskinizi %25 oranında azaltabilir. 

Kısa bir süre önce kalp krizi geçirmişseniz, ilk kalp krizinden sonraki 24 saat içinde günde 162 miligram aspirin (standart boyuttaki bir tabletin yarısına eşittir) almak ölme riskinizi %20′den fazla oranda azalttır.

Aspirin, koroner arter hastalığı teşhisi konulmamış kişilere de fayda sağlayabilir. İki kapsamlı araştırmadan elde edilen sonuçlar, özellikle 50 yaş üzeri erkeklerde, kalp hastalığı teşhisi konulmamış olsa da aspirinin ilk kalp krizi riskini azaltabileceğini göstermektedir.

Birçok doktor, 50 yaş üzerindeki erkeklerin günde 81 miligram aspirin almasını tavsiye etmektedir. 

Aspirin ile ilgili olarak yapılan en kapsamlı randomize kontrollü araştırmalar önce erkeklerde gerçekleştirilmiştir çünkü erkeklerin kalp krizi geçirme olasılığı daha yüksektir.

Çoğu doktor, henüz rutin olarak kadınlara aspirin tavsiye etmeye gönüllü değildir çünkü kadınlarla yapılan kapsamlı araştırmalar tamamlanmamıştır.

Önce doktorunuzla konuşmadan, hiçbir nedenle düzenli olarak günlük bazda aspirin kullanmaya başlamayınız. Aspirin, ciddi kanamaya neden olabilir, beyin hemorajisi (kanaması) riskinizi arttırabilir ve her ilaç gibi, bazı kişilerin kaldıramayacağı yan etkilere neden olabilir.

Bir karaciğer veya böbrek hastalığınız, peptik ülseriniz veya başka bir gastrointestinal kanama rahatsızlığınız ya da aspirin veya diğer steroid yapıda olmayan iltihap önleyici (antienflamatuar) ilaçlara alerjiniz varsa ya da kan inceltici varfarin kullanıyorsanız, aspirin almayınız.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kızartılmış Sarımsak Şifa Deposu

  Soğan sarımsak ve pırasa birçok yemekte kullanılıyor. Özellikle soğanlar içerdikleri antioksidanlar nedeniyle hem sinir sistemini hem de bağışıklık sistemini güçlendiriyorlar. Yüzlerce yıldır soğan ve sarımsak alternatif tıp yöntemi olarak kullanılıyor. Günde 6 diş közlenmiş veya kızartılmış sarımsak yemeniz halinde 24 saat içinde vücudunuzda bu değişikler meydana geliyormuş… Mutlaka günde 6 adet tüketin 2-4 saat: Vücudunuz sarımsağı sindirmeye başlıyor. Vücudunuzun sindirdiği besinler kanserli hücrelerle savaşmaya başlıyor. 4-6 saat: Metabolizmanız hızlanıyor. Depolanan yağlar yanmaya ve vücudunuzdaki fazlalık sıvılar atılmaya başlıyor. 6-7 saat: Sarımsağın antibakteriyel özelliği vücuda yayılıyor ve kan dolaşımınız düzenleniyor. Sarımsak bakterilerle savaşmaya başlıyor. 6-10 saat: Sarımsaktaki besinler hücresel seviyede vücudu savunup oksidasyondan vücudu koruyor. 10-24 saat: Sarımsak aşağıdakileri gerçekleştiriyor… Kolesterolü düzenliyor, damarları temizliyor ve kalp sorunları...

Hipertansiyon (Yüksek Tansiyon) Tedavisi İçin Doğal Yöntemler

  Hipertansiyon (Yüksek Tansiyon) Tedavisi İçin Doğal Yöntemler İçindekiler Hipertansiyon nedir? Hipertansiyon Neden Oluşur? Belirtileri Nelerdir? Neler Yapılabilir İşte Adım Adım Cevabı! Tavsiye Listesi Hipertansiyon nedir? Hipertansiyon, kanın damar duvarına uyguladığı basıncın normalden yüksek olduğu kronik bir durumdur. Kalbin pompaladığı kanın, damarların direnciyle karşılaşması sonucu oluşan bu basıncın sürekli yüksek kalması, zamanla kalp ve damar sistemi başta olmak üzere birçok organ ve sistem üzerinde ciddi zararlara yol açabilir. Genellikle "sessiz katil" olarak adlandırılan hipertansiyon, uzun süre belirti göstermeden ilerleyebilir ve bu durum, tedaviye geç kalınmasına neden olabilir. Hipertansiyonun Vücutta İlişkili Olduğu Sistemler Kardiyovasküler Sistem: Yüksek kan basıncı, damar duvarlarına zarar vererek damar sertliği (ateroskleroz) gelişimine yol açabilir. Bu durum, koroner arter hastalığı, kalp krizi ve felç riskini ciddi şekilde artırır. Ayrıca, kalbin sür...

Neden Bitkisel Çaylar?

Siyah çayın etkinliği gittikçe azalıyor. Şimdi yükselen trend bitkisel çaylar. Bu çayların vücuda faydaları saymakla bitmez. Ancak bunun gerçekleşmesi için bir günde 4-5 fincan bitki çayı içmek gereklidir. Yeşil çay vücudu zırh gibi koruyor. Yüksek tansiyondan uykusuzluğa kadar birçok derde derman olan çaylar, doğru şekilde hazırlanmazsa zararlı etkileri ortaya çıkıyor. Bitkisel çayların; alternatif içecek, koruyucu ve tedavi amaçlı olmak üzere üç grupta ele alındığını belirtelim. Bu çaylar gün boyu içilen çay ve kahvenin yerine sağlıklı bir içecek olarak değerlendiriliyor. Çoğu kişi sabah çayından sonra artık; kuşburnu, elma, adaçayı bitkilerinden hazırlanan çayları tercih ediyor. Bitkisel çaylar vücudun direncini artırarak, hastalıklara karşı bir duvar örüyor. Nezle, grip gibi günlük rahatsızlıkların yanında böbrek, karaciğer hastalıkları, yüksek tansiyon gibi hastalıklarda da bitkisel çaylar yaygın bir şekilde kullanılıyor. Ancak, kanser gibi çok ciddi hastalıkların tedavisinde bitk...